Anlayarak Hızlı Okuma

Günümüzde bilim ve teknoloji alanlarında yaşanan gelişmeler ile birlikte değişen koşullar bireylerin üzerindeki bilgi yükünün niteliği ve niceliğinde muazzam bir artışa neden olmuştur. Bu durum da bilgiye daha hızlı erişimi, bilgiyi depolamayı (öğrenmeyi), kalıcı olacak şekilde yapılandırabilmeyi ve de bilginin uzun vadede hatırlanabilmesini zorunlu kılmıştır.
Bu durum ayrıca öğrenim hayatı içerisinde bulunan ezber bilgiden uzak, dikkat ve yoğunlaşma, okuduğunu anlama ve yorumlama becerisi gerektiren “Yeni Nesil Sorular” kapsamında sınavlara hazırlanan Genç Arkadaşlarımız kadar çalışma hayatı içerisinde ise gelişen ve yenilenen bilgileri daha hızlı ve ayrıntılı edinmek, gelişen koşullara göre değerlendirip yeni çıkarımlar ortaya koymak zorunda olan Yetişkin Bireyleri de yakından ilgilendirmektedir.
Okunması gerekenlerin çokluğu, zamanın azlığı insanları daha hızlı okuyabilmek için bilimsel araştırmalar yapmaya, çeşitli olası yollar aramaya itmiştir. Bunun en etkili ve kolay yolu ise “Anlayarak Hızlı Okuma Teknikleri” ile hızlı okuma ve anlama becerimizi arttırmaktır. Anlayarak hızlı bir şekilde okuyabilme kişiye özel doğuştan gelen bir lütuf değil, doğru ellerde geliştirilebilecek bir yetenektir.
Hızlı okuma; anlam kaybetmeden, dakikada okunan sözcük sayısını artırmak için geliştirilmiş bir beceri, yaklaşım ya da sanat olarak adlandırılmaktadır.
Daha teknik bir ifade ile kişilerin çabukluk, belleme ve kavrama yeteneklerini geliştirerek, daha önceki okuma süresine kıyasla dakikada okudukları kelime sayısını ve anlama düzeylerini arttırmaları demektir. Temelinde ise göz egzersizleri aracılığıyla, göz algılama yetisini ve duraklama sırasında gözün okuma alanını geliştirme bulunmaktadır.
Hızlı okumanın tarihçesi 1940 yıllarına kadar dayanmaktadır. 2.Dünya Savaşında Alman savaş uçaklarının İngilizleri bombalamasına karşı, İngiliz pilotlarının ve kulelerdeki gözcülerin tepki verme yetilerinin arttırılması amacıyla Ohio Üniversitesinden Dr. D.S. Renshaw’ın geliştirdiği “tachistoscope” diğer bir adı “Visualizer” isimli aletle birlikte, göz hızının geliştirilebilirliği tespit edilmiştir. Amerikalı uzmanların bu buluşun “kelimeli algılamayı” hızlandırmada işe yarayıp yaramayacağını test etmeye başlamasıyla birlikte “Hızlı Okuma” kavramı ortaya çıkmış, 1950’lerde Amerika’da “Speed Reading” adı altında düzenlenen kurs ve etkinliklerle “Hızlı Okuma Teknikleri” sahaya girmiştir. Ülkemizde ise 1985’lerden itibaren kullanılmaya başlanmıştır.

Hızlı Okuma Eğitimi sayesinde birey;

  • Yanlış okuma alışkanlıklarından kurtulur.
  • Beyni iki yönlü kullanarak zihinsel yeterliliklerini daha etkin biçimde kullanır.
  • Dikkat ve yoğunlaşma süresini %50 oranında, mevcut okuma hızını ise en az 2-3 kat artırır.
  • Göz ritmi ve görme yetisini geliştirir, gözlerini daha az yorar.
  • Zamandan tasarruf etmiş olur.
  • Zahmetsiz ve akıcı biçimde öğrenmeyi başarır.
  • Hızlı ve etkin okuma becerileri sayesinde okuma hızının yanı sıra sözcük haznesini ve genel bilgi birikimini arttırarak, iş ve okul hayatında başarıyı yakalar.
  • Kendine olan özgüvenini geliştirerek iş ve eğitim hayatında daha başarılı hale gelir.