Günümüzde bilim ve teknoloji alanlarında yaşanan gelişmeler ile birlikte değişen koşullar bireylerin üzerindeki bilgi yükünün niteliği ve niceliğinde muazzam bir artışa neden olmuştur. Bu durum da bilgiye daha hızlı erişimi, bilgiyi depolamayı (öğrenmeyi), kalıcı olacak şekilde yapılandırabilmeyi ve de bilginin uzun vadede hatırlanabilmesini zorunlu kılmıştır.
Bu durum ayrıca öğrenim hayatı içerisinde bulunan ezber bilgiden uzak, dikkat ve yoğunlaşma, okuduğunu anlama ve yorumlama becerisi gerektiren “Yeni Nesil Sorular” kapsamında sınavlara hazırlanan Genç Arkadaşlarımız kadar çalışma hayatı içerisinde ise gelişen ve yenilenen bilgileri daha hızlı ve ayrıntılı edinmek, gelişen koşullara göre değerlendirip yeni çıkarımlar ortaya koymak zorunda olan Yetişkin Bireyleri de yakından ilgilendirmektedir.
Okunması gerekenlerin çokluğu, zamanın azlığı insanları daha hızlı okuyabilmek, okuduğunu kısa sürede anlamlandırmak ve uzun vadede hatırlanır kılmak için bilimsel araştırmalar yapmaya, çeşitli alternatif yollar aramaya itmiştir. Bunun en etkili ve kolay yolu ise “Hafıza Teknikleri” ile hızlı okuma ve anlama becerimizi arttırmaktır. Okunan şeyi kısa sürede anlamlandırabilme ve uzun vadede hatırlayabilme kişiye özel doğuştan gelen bir lütuf değil, doğru ellerde geliştirilebilecek bir yetenektir.
Psikoloji biliminde hafıza, bilgiyi işleyip beynin yapısına uygun bir biçimde saklayabilme; gerektiğinde geri çağırıp kullanabilme yeteneğidir. Hafızanın diğer adı bellektir. Hafıza teknikleri ile geliştirilmesi mümkün olan insan belleği, sınırları belirsiz çok büyük bir depolama alanıdır. Özellikle çocukların hafızası hızlı ve etkin bir şekilde gelişime açıktır.
Hafıza geliştirmek, toplam depolama alanını büyütmek değil; depolama yeteneğinin geliştirilmesidir.
Hafıza teknikleri beynin gücünün farkına varma ve onu en etkin şekilde kullanma sanatıdır. Beynin sözcükler, sayılar, mantık, analiz, çizgisellik gibi alanlarla ilgilenen sol tarafıyla; ritim, renk, boyut, hayal gibi alanlarla ilgilenen sağ tarafını harekete geçirerek öğrenme yüzdesini yukarılara çekmek hafıza teknikleriyle mümkündür.
Klasik yöntemlerde öğrenmeyi kalıcı hale getirdiği iddia edilen doğrusal tekrar yöntemi bir kısır döngüden ibarettir ve beynin işleyiş biçimine uygun değildir. Hafıza teknikleri ise beynin işleyiş biçimine uygundur ve bu sayede öğrenilen bilgiler kalıcı hafızaya aktarılarak istenildiğinde geri çağrılacak konuma gelmiş olur. Çünkü bu şekilde nöronlar birbirini ateşler, öğrenme hızlanır ve öğrenilen bilgiler asla unutulmaz.
BAŞLICA HAFIZA TEKNİKLERİMİZ
- Zaman Yönetimi Tekniği I (Pomodoro Tekniği)
- Zaman Yönetimi Tekniği II (Swiss Cheese)
- Zihin Haritaları (Mind Maps)
- Leitner Kutusu Tekniği (Leitner Cards)
- Hafıza Sarayı Tekniği (Memory Palace)
- Feynman Tekniği
- Çalışma Arkadaşı (Study-Budy) Tekniği
- Sesletim (Sayı – harf) Tekniği